14 Mart 2012 Çarşamba

AŞK...

      Aşk denilen şeyin en güzel yanının vuslata ermek değil, firkat denizinde yüreğinin kaptanlığı ile devr-i alem-i hilkat olduğunu söylüyor usta şairler... Onlar mı çok kuvvetli yüreklere sahiptiler yoksa sorun bizde mi bilemiyorum. Sorun şurada gün gibi aşikar: Yürekler değişmediğine göre ya aşklar yada aşka bakışlar değişti. O zaman aradaki farkı en aza indiren kişi(seven), sevilenin yolunda daha çok acı çekerek pişiyor, aslında feleğin çarkından geçiyor...


Yedi cihan ötede bile insanoğlunun ortak paydası:
Aşk...
İlk insandan şu saniye içinde doğan son insana kadar her yüreğin
bir başka yüreğe eziyeti veya faydası:
Aşk...
Dingin bir denizde dalga dalga savrulan
Buz gibi bir çölde göç eden bir muhacir hesabı kavrulan:
Aşk...
Dur durak bilmez bir karmaşanın ortasında dur durak bilmez
 bir durak:
Aşk...
Karanlığın en koyusunda aydınlığa en yakın şafak:
Aşk...
Üzerine çok şey söylenen, şiirleşen, öyküleşen, efsaneleşen
Her gün sırrından bir parça daha veren
Her gün zırhından yeni bir kurşun geçen:
Aşk..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder